2025.06.06 21:27
Diyarbakır Escort Bayanları
조회 수 41 추천 수 0 댓글 0
Tahminen saat 22.30 civarları tekrar gittiğini, etrafın sakin olduğunu, insanların olmadığını gördüğünü, cebinden çıkardığı el bombasını Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine pimini çekmeden attığını, ancak pimi heyecandan veya başka bir nedenle değil, sadece kendi istemediği için çekmediğini, bombanın bahçeye düştüğünü, oradan Şişli Adliyesine doğru koştuğunu, caddeye çıkınca ticari taksiye bindiğini ve bara gittiğini, sonra bara Erhan'ın geldiğini, o gece Osman'la hiç görüşmediklerini, Osman'ın bara da gelmediğini, o gün Erhan'la birlikte barda kaldıklarını, sabah evine döndüğünü, saat 9 sıralarında Osman'ın aradığını ve Sultanbeyli'ye çağırdığım, Sultanbeyli'de bir cafede buluştuklarını, yarım saat sonra Erhan'ın da yanlarına geldiğini, Osman'ın kendisine bombanın patlamadığını söylediğini, kendisinin de bombayı pimini çekmeden attığını söylediğini, bunun üzerine Osman'ın serzenişte bulunduğunu ve keşke patlatsaydın dediğini, sonradan da iyi ki patlatmadın, mesajı almışlardır dediğini, Osman'ın bu konuşmalarını Erhan'ın da duyduğunu, Sonra kafeden çıktıklarını ve Sultanbeyli'de dolaştıklarını, paranın birkaç gün sonra geleceğini söylediğini, bir süre sonra kendilerini evlerine bıraktığını ve gittiğini, Bu tarihten üç gün sonra Bostancı'da Hovarda bardayken Erhan'ın telefon açtığını, Osman'ın yanma geleceğini beraber Şamandıra Ferhat Paşa Mahallesine geçeceklerini, oradan İsmail isminde bir arkadaşı da alarak Etiler'deki Coco Bar'a kendisinin yanma geleceklerini söylediğini, akşam saat 20 sıralarında Erhan'ın yanında olduklarını, Erhan'ın Osman'la İsmail'i tanıştırdığını, Osman'ın attıkları bombanın mutlaka patlaması gerektiğini, bu nedenle yeniden bomba atılacağını söylediğini, Osman'ın İsmail ile ayrı bir masada baş başa görüşme yaptığını, bu görüşmeden sonra Osman'ın İsmail'in bombayı atacağını söylediğini, sonra Osman'ın Sultanbeyli'deki evinin önüne gittiklerini, Osman'ın eve gidip geldiğini ve bombayı getirdiğini, arabayla yakında bulunan bir petrole gittiklerini, orada arabayı park ettiklerini, araçtan inip etrafta dolaşırken Osman'la İsmail'in aracın içersinde 30-40 dakika kadar konuştuklarını, sonra hep beraber saat 22.30 sıralarında Coco Star Bara döndüklerini,
2 Şubat 2004 tarihinde, İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ndeki bütün Yahudi yerleşimcileri transfer edecek planını açıkladı. Muhalefet tarafı bu açıklamayı bir medya propagandası olarak görüp tersledi ama İsrail İşçi Partisi, böyle bir kararı destekleyeceğini belirtti. Şaron'un sağ kanat koalisyon partnerleri Milli Dindar Parti ve Milli Birlik, planı kabul etmedi ve uygulamaya konulması durumunda hükûmetten ayrılacakları sözünü verdiler. Oslo ve Genevre Anlaşmalarının mimarı ve barış aktivisti Yossi Beilin de çekilme planını kabul etmedi. Gazze'den barış olmadan ayrılmanın terörü ödüllendireceğini belirtti. Geri çekilme planının Ariel Şaron tarafından ilan edilmesinin ve Erez geçiş alanı ve Ashdod limanındaki intihar saldırılarının ardından, İsrail Güvenlik Güçleri, cevap olarak Gazze şeridi'ne (Rafah ve çevresindeki mülteci kamplarına) silahlı baskınlarda bulundu ve 70 Hamas militanını öldürdü. 22 mart 2004 tarihinde, İsrail silahlı helikopterlerinden biri Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin'i, Diyarbakır Escort iki korumasını ve orada bulunan dokuz kişiyi öldürdü. 17 Nisan'da, Hamas'ın birkaç intihar saldırısı girişiminin ardından, Yasin'den sonra gelip yerine geçen Abdul Aziz El-Rantisi'yi öldürüldü oğluyla birlikte.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN 04.07.2008 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümünde özet olarak; "...Soruşturma kapsamındaki kişilerden Hüseyin Görüm ile geçmişte cezaevinde birlikte kaldık. Daha sonra tesadüfen bir cenazede karşılaştık. Bundan sonra görüşmelerimiz devam etti. O sıralar Hüseyin Görüm serbest ticaret işleri ve taksicilik yapıyordu. Beni Muzaffer Tekin'in Kadıköydeki bürosuna götürdü. Burada Muzaffer TEKİN ve orada bulunan Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Nedim isimli soyismini bilmediğim başka bir asker emeklisiyle tanıştırdı. Bu kişilerin de geleceğini söyleyerek beni Şile'de yapılacak olan Karacabey'i anma törenine çağırdı. Bu görüşmeden birkaç gün sonra İstanbul'dan birlikte bir araçla Şile'ye gittik. Bahsettiğim kişilerde oraya gelmişlerdi. Bu etkinliği hangi derneğin organize ettiğini bilmiyorum, ancak Hüseyin Görüm bana Vanatsever Küvetler Güçbirliği Hareketine ilişkin broşürler göstermişti. Hatta bunlarıda Şile'ye götürdük. Şile'deki etkinlikte bahsettiğim kişilerden başka Oktay YILDIRIM, Kuddusi OKKIR ve şu anda ismi aklıma gelmeyen birçok kişi vardı. Oktay YILDIRIM ve Kuddusi OKKIR'la da tanıştım. Bu etkinlikte daha önceden Hüseyin GÖRÜM'ün akrabası olduğundan dolayı tanıdığım Yasin GÖRÜM'de vardı. Asıl isminin Rasim olduğunu bilmiyorum. Rasim GÖRÜM Adapazarında kalıyor, İstanbula amcası olan Hüseyin GÖRÜM'ün yanma gelip gidiyordu. İstanbulda bir iş yaptığını bilmiyorum. Hüseyin GÖRÜM'ün kiraladığını söylediği İstanbul Maltepe'deki prefabrik fabrikası vardı. İlk başlarda aktifti, üretimde yapılıyordu. Hüseyin GÖRÜM burada zaman zaman toplantılar düzenliyordu. Bunlardan 8-10 tanesine bende katıldım. Toplantılarda günlük konular, ekonomik mevzularla birlikte o zaman gündemde olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği hareketi hakkında da konuşuluyordu. Bu hareketin iyi olduğundan, destek olunması gerektiğinden bahsediliyordu. Bu hareketin dergisi olan Türkeli isimli dergi de orada bulunuyordu. Toplantıya katılanlar inceliyorlardı. Bu toplantılara hatırladığım kadarıyla Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR, İsmail PAKER, Yasin (Rasim) GÖRÜM, Raif GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM ve şu anda ismini hatırlamadığım birçok kişi katılıyordu. O dönemde Rasim GÖRÜM Hüseyin GÖRÜM'ün yanma sık gelip gittiğinden bu toplantılarda da kendisini görüyordum. Bu toplantılarda diğer konuların yanında Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hakeretinin İstanbul temsilciliğinin açılması konuşuluyordu. Bu işi de Hüseyin GÖRÜM veya Mehmet Fikri KARADAĞ'ın üstleneceğinden bahsediliyordu.
2 Şubat 2004 tarihinde, İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi'ndeki bütün Yahudi yerleşimcileri transfer edecek planını açıkladı. Muhalefet tarafı bu açıklamayı bir medya propagandası olarak görüp tersledi ama İsrail İşçi Partisi, böyle bir kararı destekleyeceğini belirtti. Şaron'un sağ kanat koalisyon partnerleri Milli Dindar Parti ve Milli Birlik, planı kabul etmedi ve uygulamaya konulması durumunda hükûmetten ayrılacakları sözünü verdiler. Oslo ve Genevre Anlaşmalarının mimarı ve barış aktivisti Yossi Beilin de çekilme planını kabul etmedi. Gazze'den barış olmadan ayrılmanın terörü ödüllendireceğini belirtti. Geri çekilme planının Ariel Şaron tarafından ilan edilmesinin ve Erez geçiş alanı ve Ashdod limanındaki intihar saldırılarının ardından, İsrail Güvenlik Güçleri, cevap olarak Gazze şeridi'ne (Rafah ve çevresindeki mülteci kamplarına) silahlı baskınlarda bulundu ve 70 Hamas militanını öldürdü. 22 mart 2004 tarihinde, İsrail silahlı helikopterlerinden biri Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin'i, Diyarbakır Escort iki korumasını ve orada bulunan dokuz kişiyi öldürdü. 17 Nisan'da, Hamas'ın birkaç intihar saldırısı girişiminin ardından, Yasin'den sonra gelip yerine geçen Abdul Aziz El-Rantisi'yi öldürüldü oğluyla birlikte.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN 04.07.2008 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümünde özet olarak; "...Soruşturma kapsamındaki kişilerden Hüseyin Görüm ile geçmişte cezaevinde birlikte kaldık. Daha sonra tesadüfen bir cenazede karşılaştık. Bundan sonra görüşmelerimiz devam etti. O sıralar Hüseyin Görüm serbest ticaret işleri ve taksicilik yapıyordu. Beni Muzaffer Tekin'in Kadıköydeki bürosuna götürdü. Burada Muzaffer TEKİN ve orada bulunan Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Nedim isimli soyismini bilmediğim başka bir asker emeklisiyle tanıştırdı. Bu kişilerin de geleceğini söyleyerek beni Şile'de yapılacak olan Karacabey'i anma törenine çağırdı. Bu görüşmeden birkaç gün sonra İstanbul'dan birlikte bir araçla Şile'ye gittik. Bahsettiğim kişilerde oraya gelmişlerdi. Bu etkinliği hangi derneğin organize ettiğini bilmiyorum, ancak Hüseyin Görüm bana Vanatsever Küvetler Güçbirliği Hareketine ilişkin broşürler göstermişti. Hatta bunlarıda Şile'ye götürdük. Şile'deki etkinlikte bahsettiğim kişilerden başka Oktay YILDIRIM, Kuddusi OKKIR ve şu anda ismi aklıma gelmeyen birçok kişi vardı. Oktay YILDIRIM ve Kuddusi OKKIR'la da tanıştım. Bu etkinlikte daha önceden Hüseyin GÖRÜM'ün akrabası olduğundan dolayı tanıdığım Yasin GÖRÜM'de vardı. Asıl isminin Rasim olduğunu bilmiyorum. Rasim GÖRÜM Adapazarında kalıyor, İstanbula amcası olan Hüseyin GÖRÜM'ün yanma gelip gidiyordu. İstanbulda bir iş yaptığını bilmiyorum. Hüseyin GÖRÜM'ün kiraladığını söylediği İstanbul Maltepe'deki prefabrik fabrikası vardı. İlk başlarda aktifti, üretimde yapılıyordu. Hüseyin GÖRÜM burada zaman zaman toplantılar düzenliyordu. Bunlardan 8-10 tanesine bende katıldım. Toplantılarda günlük konular, ekonomik mevzularla birlikte o zaman gündemde olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği hareketi hakkında da konuşuluyordu. Bu hareketin iyi olduğundan, destek olunması gerektiğinden bahsediliyordu. Bu hareketin dergisi olan Türkeli isimli dergi de orada bulunuyordu. Toplantıya katılanlar inceliyorlardı. Bu toplantılara hatırladığım kadarıyla Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR, İsmail PAKER, Yasin (Rasim) GÖRÜM, Raif GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM ve şu anda ismini hatırlamadığım birçok kişi katılıyordu. O dönemde Rasim GÖRÜM Hüseyin GÖRÜM'ün yanma sık gelip gittiğinden bu toplantılarda da kendisini görüyordum. Bu toplantılarda diğer konuların yanında Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hakeretinin İstanbul temsilciliğinin açılması konuşuluyordu. Bu işi de Hüseyin GÖRÜM veya Mehmet Fikri KARADAĞ'ın üstleneceğinden bahsediliyordu.
TAG •
Designed by sketchbooks.co.kr / sketchbook5 board skin
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5