2025.06.07 13:05
Türk Hava Yolları
조회 수 0 추천 수 0 댓글 0
Kuvayı Milliye Derneğinin Mersin ilinde bir düğün salonunda düzenlenen üyelik kabul töreninde, Kuran-ı Kerim ve (3) tabanca üstüne el basan bir gruba dernek başkanı emekli Albay Mehmet Fikri KARADAĞ taralından yemin ettirildiği, dernek başkanı Mehmet Fikri KARADAĞ' m bir masa etrafına topladığı üye adaylarına " Türk anadan ve Türk babadan doğmuş soyunda dönme olamayan Türkoğlu Türküm ben bu uğurda ölmek var öldürmek var" cümleleriyle başlayan bir yemin ettirdiği tespit edilmiştir. Yemin töreninden sonra kendisine soru soran gazetecilere 13.500 kişilik bir hainler listesi hazırladıklarını, bunu kamuoyuna açıklayacaklarım söylediği, Diyarbakır Escort "listede kimler var" diye sorduklarında ise "senin annen de baban da olabilir" diye cevap anlaşılmıştır. Kuvayı Milliye Derneği Mersin temsilcisi Kemal CANAY' m 13 aralık 2006'da yaptığı basın açıklamasında ise; "Genel merkezimizin, hain olduğunu belirttiği 13.500 kişi ve kurum var. Genel başkanımız Mehmet Fikri KARADAĞ, yurtdışına para kaçıran bu hainlerin listesini onların en çok güvendiği kaynaklardan elde etti. Vatana ihanet kanunu kaldırıldı. Biz bu kanunun yeniden yürürlüğe girmesini istiyoruz. Adam ihanet ediyor elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Mersin PKK ve Siyonistlerce işgal edildi. Türk çocukların elinden ekmekleri alınıyor Mersinde suç işleyenlerin %90 nı doğulu ve güneydoğuludur. Türk çocuğu suç işlemez." dediği tespit edilmiştir.
Semih Tufan GÜLALTAY'ın ismini kendisi Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın BİRDAL'ın tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını,Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'ın kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini, Emre'nin kendisine abisinin hapishanede yazdığı kitaplardan 5-6 tane verdiğini,vermiş olduğu kitapları okuduğunu ve çok hoşuna gittiğini,Emre'yle görüşmelerinde ağabeyinin durumunu da sorduğunu,çünkü Semih Tufan'ın yazmış olduğu kitapların çok hoşuna gitttiğini,Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya ayrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklarını,partinin genel başkanı olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunları hakkında görüştüklerini, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü, çünkü o zamanlar herhangi bir olumsuz durumunun olmadığını, Ulusal Birlik Partisinin Kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya giderek bazı şahıslarla görüştüklerini, görüştükleri şahısların hiçbirisini hatırlamadığını,ancak şahısların kendisine eski ülkücüler olarak lanse edildiğini hatırladığını, ilerleyen dönemde Semih Tufan'ın ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiği söylediğini,bu söylemlerde bulunurken bu olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığını,bunun üzerine kendisine kızdığını ve "bu güne kadar senle görüştüğüme yazık" diyerek yanından ayrıldığını ve bir daha görüşmediğini,
Erkut ERSOY, biraz önce çıktığı bir toplantıdan bahsederek toplantının çok verimli geçtiğini, yaptıkları çalışmalar hakkında, toplantı yaptığı kişilerin bilgi almak istediğini söylediği, akabinde Erkut ERSOY, Müfit'e hitaben "Ne gibi çalışmalarınız var filan diye, çok isminizi duyduk sağdan soldan, Teşkilattan gelmiş, Genelkurmaydan gelmiş, çok sağlam çocuklardır diye, yani olumlu referanslar almışlar, teşkilattan falan" "isminizi hep işte SERVİSTEN falan duyuyoruz, Genelkurmay İstihbarat dairesinden arkadaşlarımız çok iyi istihbarat veriyor sizin hakkınızda, iyi referanslar alıyoruz bir de kendimiz tanışmak istedik" "Birebir seninle bir görüşelim ... işbirliği içerisinde oluruz nasıl bize yardımcı olabilirsiniz, nasıl bize istihbarat aktarabilirsiniz falan gibi" " Bu alanda güzel bir konuşma geçti" dediği, görüşmenin devamında Erkut ERSOY'un " Yani işte çok olumlu ama bunlar, tabi resmi görevli olduğu için herkese güvenemiyorlar, şimdi teşkilattan filan bizim hakkımızda olumlu referanslar almışlar bunlar" dediği yapmış oldukları çalışmalardan ve zihin kontrolü ilgili bilgilerden ve ellerinde bulunan teknolojiden bahsettikten sonra Erkut ERSOY'un "Dediler ya bu kadar profesyonelsiniz nerede eğitim alıyorsunuz, o da bizde kalsın dedik yani" diyerek yapılan toplantı hakkında genel bilgi verdiği
H.U.SAYIN'm "Hocam iyi akşamlar" "Doğu SİLAHÇIOĞLUN'un bir yazı var Cumhuriyette" "Daha önce Aydınlıkta kapak olan şeyleri tekrarlıyor yeni Cumhuriyet neslinin nasıl yetiştirilmesini anlatıyor ve de hemen el konulmasını" "Yeni Cumhuriyet nesli ve Siyasi İslam'ın bir an önce yok edilmesi için DARBENİN el koymanın meşru olduğunu anlatıyor" "...dün akşamda Yalçın KÜÇÜK" "Televizyonda bangır bangır DARBE YAPILACAK başka yolu yok demiş EL KONMASI LAZIM demiş" dediği, bir süre KKTC Cumhurbaşkanı TALAT'm Abdullah GÜL ile görüşmesi konusunu konuştukları, hemen akabinde Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet ŞİMŞEK hakkında konuştukları, devamında ise, H.U.SAYIN'm "Reha Paşa hafta sonu beni aradı gidip iki saat kalıp geliyorum dedi, önümüzdeki günlerde gene geleceğim dedi, Kemal Hoca ile birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum dedi, Osman PAMUKOĞLU Paşada aradı, ... geliyor önümüzdeki günlerde İstanbul'a" "...Hocam yani Osman PAMUKOĞLU hareket platform oluşturmaya çalışıyor" "Hiç kimse takip etmiyor bir yandan da darbe tartışmaları sürekli darbe olsa... " dediği, bir süre değişik konularda konuştuktan sonra H.U.SAYIN'm "Paşalara söylüyoruz eleştiriyoruz, emekli Paşalara söylüyoruz, onlarda bölücülük ajan provokatörlük yapıyorsun diyorlar, yani yapma diyor" "Yani PAŞALAR YANİ EL KONULMASI LAZIM ARTIK bunların yani ihanettir bu nokta da el konulmaması dur denilmemesi ihanettir diyoruz, ajan provokatörlük yapma diyorlar", "...yani gül gibi geçiniyorlar muhteremler üç ay önceki muhtıra, dört ay önceki, elektronik ortamda yazılmış hala Genelkurmayın sitesinde olan yazılar ne anlam taşıyor" "Hiç çelişmedi bir kurum kendisi ile bu kadar önemli bir kurum çelişmedi yani rezilliğini çıkardılar Dolmabahçe de bitmiş iş" ".. .Ama şey hiç belli olmaz ALTTAN BİR ŞEY GELEBİLİR" dediği, K.ALEMDAROĞLU'nun "Evet yani büyük olasılıkla da öyle olacak bu iş" dediği, H.U.SAYIN'm "Aynı 60'da olduğu gibi, 60'ta da çanta taşıyordu Genelkurmay Başkanları" "Bir yandan tıkırt diye indirdiler" "ŞUANDA TUĞGENERALLER TEK YLAR ALBAYLAR ÇİFT YLAR ŞEY TAMAMEN BİZİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR" dediği,
Semih Tufan GÜLALTAY'ın ismini kendisi Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın BİRDAL'ın tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını,Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'ın kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini, Emre'nin kendisine abisinin hapishanede yazdığı kitaplardan 5-6 tane verdiğini,vermiş olduğu kitapları okuduğunu ve çok hoşuna gittiğini,Emre'yle görüşmelerinde ağabeyinin durumunu da sorduğunu,çünkü Semih Tufan'ın yazmış olduğu kitapların çok hoşuna gitttiğini,Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya ayrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklarını,partinin genel başkanı olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunları hakkında görüştüklerini, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü, çünkü o zamanlar herhangi bir olumsuz durumunun olmadığını, Ulusal Birlik Partisinin Kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya giderek bazı şahıslarla görüştüklerini, görüştükleri şahısların hiçbirisini hatırlamadığını,ancak şahısların kendisine eski ülkücüler olarak lanse edildiğini hatırladığını, ilerleyen dönemde Semih Tufan'ın ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiği söylediğini,bu söylemlerde bulunurken bu olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığını,bunun üzerine kendisine kızdığını ve "bu güne kadar senle görüştüğüme yazık" diyerek yanından ayrıldığını ve bir daha görüşmediğini,
Erkut ERSOY, biraz önce çıktığı bir toplantıdan bahsederek toplantının çok verimli geçtiğini, yaptıkları çalışmalar hakkında, toplantı yaptığı kişilerin bilgi almak istediğini söylediği, akabinde Erkut ERSOY, Müfit'e hitaben "Ne gibi çalışmalarınız var filan diye, çok isminizi duyduk sağdan soldan, Teşkilattan gelmiş, Genelkurmaydan gelmiş, çok sağlam çocuklardır diye, yani olumlu referanslar almışlar, teşkilattan falan" "isminizi hep işte SERVİSTEN falan duyuyoruz, Genelkurmay İstihbarat dairesinden arkadaşlarımız çok iyi istihbarat veriyor sizin hakkınızda, iyi referanslar alıyoruz bir de kendimiz tanışmak istedik" "Birebir seninle bir görüşelim ... işbirliği içerisinde oluruz nasıl bize yardımcı olabilirsiniz, nasıl bize istihbarat aktarabilirsiniz falan gibi" " Bu alanda güzel bir konuşma geçti" dediği, görüşmenin devamında Erkut ERSOY'un " Yani işte çok olumlu ama bunlar, tabi resmi görevli olduğu için herkese güvenemiyorlar, şimdi teşkilattan filan bizim hakkımızda olumlu referanslar almışlar bunlar" dediği yapmış oldukları çalışmalardan ve zihin kontrolü ilgili bilgilerden ve ellerinde bulunan teknolojiden bahsettikten sonra Erkut ERSOY'un "Dediler ya bu kadar profesyonelsiniz nerede eğitim alıyorsunuz, o da bizde kalsın dedik yani" diyerek yapılan toplantı hakkında genel bilgi verdiği
H.U.SAYIN'm "Hocam iyi akşamlar" "Doğu SİLAHÇIOĞLUN'un bir yazı var Cumhuriyette" "Daha önce Aydınlıkta kapak olan şeyleri tekrarlıyor yeni Cumhuriyet neslinin nasıl yetiştirilmesini anlatıyor ve de hemen el konulmasını" "Yeni Cumhuriyet nesli ve Siyasi İslam'ın bir an önce yok edilmesi için DARBENİN el koymanın meşru olduğunu anlatıyor" "...dün akşamda Yalçın KÜÇÜK" "Televizyonda bangır bangır DARBE YAPILACAK başka yolu yok demiş EL KONMASI LAZIM demiş" dediği, bir süre KKTC Cumhurbaşkanı TALAT'm Abdullah GÜL ile görüşmesi konusunu konuştukları, hemen akabinde Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet ŞİMŞEK hakkında konuştukları, devamında ise, H.U.SAYIN'm "Reha Paşa hafta sonu beni aradı gidip iki saat kalıp geliyorum dedi, önümüzdeki günlerde gene geleceğim dedi, Kemal Hoca ile birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum dedi, Osman PAMUKOĞLU Paşada aradı, ... geliyor önümüzdeki günlerde İstanbul'a" "...Hocam yani Osman PAMUKOĞLU hareket platform oluşturmaya çalışıyor" "Hiç kimse takip etmiyor bir yandan da darbe tartışmaları sürekli darbe olsa... " dediği, bir süre değişik konularda konuştuktan sonra H.U.SAYIN'm "Paşalara söylüyoruz eleştiriyoruz, emekli Paşalara söylüyoruz, onlarda bölücülük ajan provokatörlük yapıyorsun diyorlar, yani yapma diyor" "Yani PAŞALAR YANİ EL KONULMASI LAZIM ARTIK bunların yani ihanettir bu nokta da el konulmaması dur denilmemesi ihanettir diyoruz, ajan provokatörlük yapma diyorlar", "...yani gül gibi geçiniyorlar muhteremler üç ay önceki muhtıra, dört ay önceki, elektronik ortamda yazılmış hala Genelkurmayın sitesinde olan yazılar ne anlam taşıyor" "Hiç çelişmedi bir kurum kendisi ile bu kadar önemli bir kurum çelişmedi yani rezilliğini çıkardılar Dolmabahçe de bitmiş iş" ".. .Ama şey hiç belli olmaz ALTTAN BİR ŞEY GELEBİLİR" dediği, K.ALEMDAROĞLU'nun "Evet yani büyük olasılıkla da öyle olacak bu iş" dediği, H.U.SAYIN'm "Aynı 60'da olduğu gibi, 60'ta da çanta taşıyordu Genelkurmay Başkanları" "Bir yandan tıkırt diye indirdiler" "ŞUANDA TUĞGENERALLER TEK YLAR ALBAYLAR ÇİFT YLAR ŞEY TAMAMEN BİZİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR" dediği,
TAG •
Designed by sketchbooks.co.kr / sketchbook5 board skin
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5