조회 수 0 추천 수 0 댓글 0
9 Aralıkta beş Filistinli silah kaçakçısı öldürüldü ve iki kaçakçı ise Rafah ve Mısır sınırında yakalandı. Aynı gün, Jamal Ebu Samhadana ve iki koruması, Diyarbakır Escort bir füze saldırısında yaralandı. Bu Samhadana'nın öldürülmesini amaçlayan dördüncü girişimdi. Samhadana Halk Direniş Komitesi'nin iki liderinden biri ve kaçakçılık tünellerinin arkasındaki ana isimlerden biridir. Samhadana'nın ayrıca, Gazze'de, Diyarbakır Escort üç Amerikalının öldüğü diplomatik konvoy saldırısından sorumlu olduğuna inanılır. 10 aralıkta, Gazze Şeridi'ndeki Neveh Dekalim yerleşim birimine Hamas, havan mermisi saldırısında bulundu ve İsrailli askerler de, Khan Younis mülteci kampına saldırdı. Saldırıda 7 yaşında bir kız öldü. İGG kaynaklarına göre, saldırı Hamas havan mermilerini kullananlara karşı yapılmıştı. Yaser Arafat’ın ölümünden sonra gerçekleştirilen en büyük saldırı 12 Aralıkta beş İsrailli askerin ölmesine ve 10 kişinin yaralanmasına neden oldu. Mısır ve Gazze şeridi arasındaki, askerler tarafından kontrol edilen geçiş noktalarından birinin altındaki bir tünelde 1.5 tonluk patlayıcı patlatıldı ve üç askerin ölmesine neden oldu bu patlama. Filistinli militanlar, sonrasında diğer iki İsrailli askeri öldürdü. Söylemlere göre, Hamas ve El fetih birleşerek ortak bir saldırıda bulundular. El Fetih’ten Ebu Majad, saldırıyı El Fetih adına üstlendi. Majad’a göre bu saldırı, İsrailliler tarafından zehirlenerek öldürülen Yaser Arafat’ın öcünü almak içindi.
Bir süre konuştuktan sonra, K.ALEMDAROĞLU'nun "Bu iş bu iş Milli Demokratik Devrimle biter" dediği, Ü. SAYIN'm da "Başka yolu yok hocam" dediği, K. ALEMDAROĞLU 'nun "Bu işin başka şekli yoktur, Doğu SİLAHÇILARIN bir yazısı varmış sen okumuş muydun onu ?" dediği, Ü. SAYIN'm da "Okudum hocam konuyu ben her gün okuyorum Cumhuriyet" dediği, K.ALEMDAROĞLU'nun "Açık açık şey diyormuş Devrim diyormuş" dediği, Ü. SAYIN'm da "E hepsi öyle demeye başladılar hocam, ben Ankara'da konuşmaya gittim Ankara'da da bütün komutanlar geldi benim konuşmama hepsi aynı şeyi söylüyorlar" dediği, K. ALEMDARAOĞLU'nun "E söylüyorlar da ne duruyorlar o zaman ne bekliyorlar" dediği, Ü. SAYIN'm "Emekliler söylüyor ama bir yerden patlak verecek herhalde", "Başka yolu yok bu işin" dediği, K. ALEMDAROĞLU'nun da "Öyle değil mi yani sonra", "Sonra üst taraftan olmayacak bu iş alt taraftan olacak" dediği, Ü. SAYIN'm da "Alt taraftan olacak 60 darbesi gibi", bir süre daha aynı konu üzerine konuştuktan sonra K. ALEMDAROĞLU'nun "Şimdi Rektörlerin çok sıkı durması gerekir ama göreceğiz" dediği, U.SAYIN'm da "Yok zor o bakalım çok önemli şeylere gebeyiz önümüzdeki üç ay hocam 3-5 ay", "Çok önemli şeylere gebe bakalım ne olacak yani ee şey telefonda konuşamadığım şeyler var" dediği anlaşılmaktadır.
MUZAFFER GOKÇIMEN'in ifadesinin de tamamen yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, belirttiği gibi Ulusal Birlik Komitesinin internet sitesinde komite kurucu üyeleri olarak kendisi ve eşi ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in isimlerini kendisi veya diğer bir arkadaşının koydurmadığını, aksine olayın yukarda anlattığı şekilde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN 'in kendisinden habersiz olarak bu listeyi internet sitesine koyması şeklinde olduğunu, ayrıca MUZAFFER GÖKÇIMEN'in ESRA GÖKÇİMEN'den biraz daha ileri giderek ofisine gelip giden kişiler arasında ALPARSLAN ARSLAN'ın da olduğunu söylediğini, eğer ALPARSLAN ARSLAN'ın internet sitesinde kurucu üye olarak görünüp ofisine gelip gidiyorsa bunu ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in de söylemesinin gerektiğini, internet sitesinde yer alan Ulusal Birlik Komitesi kurucu listesinin kendisine okunması üzerine, bu kişilerin hepsinin kendi bürosuna gelip giden şahıslar olduğunu, hepsi ile siyasi bir birlik içerisinde olamadığını, yine yukarıda anlattığı şekilde bu listeyi siteye kendisinin veya bizzat talimat verdiği birisinin koymadığını, sitede liste ile ilgili kişilerin fotoğraflarının da konularak yayınlandığını, listedeki kişilerden ESRA GOKÇIMEN'in fotoğraf istediğini kendisinin sonradan öğrendiğini, listede Muzaffer TEKİN' in fotoğrafının bulunmadığını, diğer tüm üyelerin fotoğrafı olduğu halde onun fotoğrafının bulunmamasının Muzaffer TEKİN ve kendisinin haberinin olmadığını gösterdiğini, yine bu listede ALPARSLAN ARSLAN'ın fotoğraflı veya fotoğrafsız hiç bir kaydının bulunmadığını, bu kişilerin kendisi hakkında yapmış oldukları bu iftiraların komplo olduğunu düşündüğünü, zaten bu iki kişinin de dolandırıcılıktan sabıkalı ve halen de aynı dolandırıcılık suçundan arandıklarını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in akıl hastalığı tedavisi gördüğü yolunda raporların bulunduğunu bildiğini, bunu da müdafisi aracılığı ile temin edip sunacağını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in hakkındaki bu iftirasının nedenini kendi özel çabası ile araştırdığını, şahsın aynı zamanda Mehmet Fikri KARADAĞ'ın genel başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, zaten Esra'nın kendisini Kuvayı Milliye'nin bir toplantısına çağırdığını, kendisinin de kabul etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, şu anda anlatamayacağı şekilde o dönemde lideri bulunduğu partiyi ele geçirme veya kontrol atlına alma çabalarının olduğunu, kendisinin bunlara fırsat vermediğini, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanıdığı bir kısım siyasetçilere kendisinin bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareketin ele geçirilemeyince yanma gönderilen Esra Feride GÖKÇİMEN ve kocası Muzaffer GÖKÇİMEN'in iftiraları ile tutuklattırıldığını düşündüğünü beyan etmiştir.
Bir süre konuştuktan sonra, K.ALEMDAROĞLU'nun "Bu iş bu iş Milli Demokratik Devrimle biter" dediği, Ü. SAYIN'm da "Başka yolu yok hocam" dediği, K. ALEMDAROĞLU 'nun "Bu işin başka şekli yoktur, Doğu SİLAHÇILARIN bir yazısı varmış sen okumuş muydun onu ?" dediği, Ü. SAYIN'm da "Okudum hocam konuyu ben her gün okuyorum Cumhuriyet" dediği, K.ALEMDAROĞLU'nun "Açık açık şey diyormuş Devrim diyormuş" dediği, Ü. SAYIN'm da "E hepsi öyle demeye başladılar hocam, ben Ankara'da konuşmaya gittim Ankara'da da bütün komutanlar geldi benim konuşmama hepsi aynı şeyi söylüyorlar" dediği, K. ALEMDARAOĞLU'nun "E söylüyorlar da ne duruyorlar o zaman ne bekliyorlar" dediği, Ü. SAYIN'm "Emekliler söylüyor ama bir yerden patlak verecek herhalde", "Başka yolu yok bu işin" dediği, K. ALEMDAROĞLU'nun da "Öyle değil mi yani sonra", "Sonra üst taraftan olmayacak bu iş alt taraftan olacak" dediği, Ü. SAYIN'm da "Alt taraftan olacak 60 darbesi gibi", bir süre daha aynı konu üzerine konuştuktan sonra K. ALEMDAROĞLU'nun "Şimdi Rektörlerin çok sıkı durması gerekir ama göreceğiz" dediği, U.SAYIN'm da "Yok zor o bakalım çok önemli şeylere gebeyiz önümüzdeki üç ay hocam 3-5 ay", "Çok önemli şeylere gebe bakalım ne olacak yani ee şey telefonda konuşamadığım şeyler var" dediği anlaşılmaktadır.
MUZAFFER GOKÇIMEN'in ifadesinin de tamamen yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, belirttiği gibi Ulusal Birlik Komitesinin internet sitesinde komite kurucu üyeleri olarak kendisi ve eşi ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in isimlerini kendisi veya diğer bir arkadaşının koydurmadığını, aksine olayın yukarda anlattığı şekilde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN 'in kendisinden habersiz olarak bu listeyi internet sitesine koyması şeklinde olduğunu, ayrıca MUZAFFER GÖKÇIMEN'in ESRA GÖKÇİMEN'den biraz daha ileri giderek ofisine gelip giden kişiler arasında ALPARSLAN ARSLAN'ın da olduğunu söylediğini, eğer ALPARSLAN ARSLAN'ın internet sitesinde kurucu üye olarak görünüp ofisine gelip gidiyorsa bunu ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in de söylemesinin gerektiğini, internet sitesinde yer alan Ulusal Birlik Komitesi kurucu listesinin kendisine okunması üzerine, bu kişilerin hepsinin kendi bürosuna gelip giden şahıslar olduğunu, hepsi ile siyasi bir birlik içerisinde olamadığını, yine yukarıda anlattığı şekilde bu listeyi siteye kendisinin veya bizzat talimat verdiği birisinin koymadığını, sitede liste ile ilgili kişilerin fotoğraflarının da konularak yayınlandığını, listedeki kişilerden ESRA GOKÇIMEN'in fotoğraf istediğini kendisinin sonradan öğrendiğini, listede Muzaffer TEKİN' in fotoğrafının bulunmadığını, diğer tüm üyelerin fotoğrafı olduğu halde onun fotoğrafının bulunmamasının Muzaffer TEKİN ve kendisinin haberinin olmadığını gösterdiğini, yine bu listede ALPARSLAN ARSLAN'ın fotoğraflı veya fotoğrafsız hiç bir kaydının bulunmadığını, bu kişilerin kendisi hakkında yapmış oldukları bu iftiraların komplo olduğunu düşündüğünü, zaten bu iki kişinin de dolandırıcılıktan sabıkalı ve halen de aynı dolandırıcılık suçundan arandıklarını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in akıl hastalığı tedavisi gördüğü yolunda raporların bulunduğunu bildiğini, bunu da müdafisi aracılığı ile temin edip sunacağını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in hakkındaki bu iftirasının nedenini kendi özel çabası ile araştırdığını, şahsın aynı zamanda Mehmet Fikri KARADAĞ'ın genel başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, zaten Esra'nın kendisini Kuvayı Milliye'nin bir toplantısına çağırdığını, kendisinin de kabul etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Türk Dünyası Araştırmaları Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, şu anda anlatamayacağı şekilde o dönemde lideri bulunduğu partiyi ele geçirme veya kontrol atlına alma çabalarının olduğunu, kendisinin bunlara fırsat vermediğini, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanıdığı bir kısım siyasetçilere kendisinin bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareketin ele geçirilemeyince yanma gönderilen Esra Feride GÖKÇİMEN ve kocası Muzaffer GÖKÇİMEN'in iftiraları ile tutuklattırıldığını düşündüğünü beyan etmiştir.
TAG •
Designed by sketchbooks.co.kr / sketchbook5 board skin
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5