2025.06.08 19:15
Türkiye İş Bankası
조회 수 2 추천 수 0 댓글 0
En küçük tasarrufu değerlendirmek ve kalkınmaya aktarmak üzere kurulan İş Bankası, Türk toplumunda tasarruf bilincinin yerleşmesi ve gelişmesinde büyük rol oynamış, Diyarbakır Escort 1928 yılında Türkiye'ye ilk kumbaraları getirmiştir.[15] Takip eden yıllarda İş Bankası ülke genelinde şubeler açarak büyümeye başlamıştır. 1932 yılında Hamburg-Almanya ve İskenderiye-Mısır şubelerini açarak yurt dışında şube açan ilk Türk bankası olmuştur.[16] 1950'lerde İş Bankası iştirak portföyünü genişletmiştir. Bankanın iştirakleri Türk sanayinin itici gücü olurken, Diyarbakır Escort imalat sektörleri başta olmak üzere pek çok iş koluna yatırım yapılmış ve finansman sağlanmıştır. 1960'lı ve 1970'li yıllarda şubeleşmeye hız veren İş Bankası 1980'li yıllarda yurt dışındaki şube ağının gelişmesine özel önem vermiştir. 1980'li yıllarla birlikte, İş Bankası çok kanallı bankacılık vizyonu doğrultusunda geniş bir yelpazede müşterilerine hizmet sunmaya başlamıştır. 1982 yılında ilk ATM'leri Türkiye'ye getiren İş Bankası aynı zamanda "bankamatik" adının bir marka hâline gelmesini de sağlamıştır. 1991'de[17] hizmete sunulan "Mavi Hat" ve 1997 yılında ilk internet şubesinin kullanıma açılmasıyla, İş Bankası bu alanda öncü bir rol üstlenmiştir. O yıllardan itibaren İş Bankası, sunulan hizmetlerin kalitesi ve çeşitliliğini müşterilerinin istekleri ve beklentileri doğrultusunda artırmak için gerek AR-GE faaliyetleri gerekse yeni teknolojilerin kullanılması ile ilgili çalışmaları yürütmektedir. Oldukça teknolojik bir bankadır.
Hüseyin'in: Alemlerin rabbi olan Yüce Allah'ım, bırak suçu sen milleti diyorsun ya, gurup kur, yer altıma inin, şunu vur, bunu vur, herkese diyorsun , Mehmet Fikri'nin: Yavrum ne vuru..., Hüseyin'in: Demediğin adam kalmadı be, Mehmet Fikri'nin: Böyle bir şeyle alakamız yok, Hüseyin'in: Kime diyorsun, çağırıyorsun karşına,tabi bir tanesi adam vursa Hüseyin'in'e kitîeyeceksin değil mi, Hüseyin'in: Ben hiç hayatımda yalan söylemedim, söylemem, senin için bir kere yalan söyledim bir de Allah'ımı şahit tuttum, Aynı gün Allah'ım bana tokat attı, ertesi gün, senin için söyledim, ama sen benim hiçbir konuda ne yanımda ne arkamda durdun, Danıştay davasına gittim telefonunu bile iptal ettin, Hırant Dink davası olmuş burası polisler dolmuş iki gün buraya gelmedin, ne oluyorsa, Mehmet Fikri'nin: Ne geleyim, polisleri çağırdım, Mehmet Fikri'nin: Polisleri gönderen ben değil miyim, Hüseyin'in: Hiç unutmuyorum onu, dedin ki, ben gidiyorum, danışacağım yerler var, beni iyi eğitiyor,demek ki senin bağını ve bağlantını ama, Hüseyin'in : Hep beni ön plana koydun, arkadan 30 Ağustos Ankara'ya gittik, Kızılay meydanına yürüdük, yürüdüğümüzde baktım, Mehmet Fikri'nin : gelmedi bir de telefonlarla devletin başına eşkıya etti bizi, Hüseyin'in :Çok tehlikeli adamsın, Hüseyin'in : Hendek'te senle anlaşma yaptık, Mehmet Fikri'nin: Krize giriyorsun oğlum, vaktin mi geldi, niye böyle yapıyorsun, Hüseyin'in : İşte sen böyle bir adamsın, benim ayıbım ot içmek senin ayıbın burama gömüyorum, ahde vefa olmayan adamla hiçbir iş olmaz, kırmadığın, kırmadığın insan bırakmadın, bu bir sivil hareket, bura askerin hareketi değil, askerlik yapacaksan git askeriyede yap, Kuvayı Milliye bir barış hareketidir. Bizim ordumuz var, askerimiz var, biz burada adam vurmak için burada değiliz, adam öldürmek için burada değiliz, Mehmet Fikri'nin: Deli misin lan, Hüseyin'in : Çünkü Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için burada değiliz, Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar kalması için buradayız, Türkiye Cumhuriyetinin delinmiş kurumlarını tamir etmek için buradayız, Bütün üyelerime söylüyorum Allah için konuşuyorum, eğer suçluysam anlaşmamda, Hendek anlaşmamızda eğer suçlu ben olursam benim kanım sana helal, senin kanın bana helal dedin. Mehmet Fikri'nin: Sen suçlusun, ... şeklindeki konuşmalardan da anlaşılmaktadır.
yorgun olduğu şeklinde cevap verdiğini, bir veya bir buçuk saat kadar büroda kaldıktan sonra, "Benim yapacak işlerim var: işim biterse İstanbul'a giderim, bitmezse Ankara'da kalırım" diyerek ayrıldığını, mesai bitimi kendisiyle yeteri kadar ilgilenemediği için merak ettiğini, kardeşi Serkan TOPER'i telefonla arayarak Alparslan ARSLAN'm yanma geldiğini, ancak telefon numarasının olmadığını, kendisine yemek falan da söyleyemediğini, ağırlayamadığmı söyleyerek telefonunu aldığını, daha sonra cep telefonundan Alparslan ARSIAN'ı arayarak Ankara'dan ayrılıp ayrılmadığını sorduğunu, kendisininde, işininbitmediğini, Ankara'da kalacağını söylediğini, kendisine birlikte yemek yemeyi teklif ederek yer tarif ettiğini, buluşarak yemek yiyecekleri yere hareket ettiklerini, Yıldız semtine vardıklarında yemek yiyecek durumda olmadığını, yorgun olduğunu, midesinin ağrıdığını ve gidip dinlenmek istediğini söylediğini, kendisine kalacak yerinin olup olmadığını sorduğunu, onun da arkadaşlarında kalacağını söyleyerek kendisini arabasının olduğu yere bırakmasını istediğini, bunun üzerine kendisini arabasına park ettiğini söylediği Kocatepe Otoparkına götürüp bıraktığını ve burada saat 21:00 sıralarında ayrıldıklarını, bundan sonra Alparslan ARSLAN ile herhangi bir görüşme yapmadığını, Danıştay saldırısını 17.05.2006 günüs aat 11 30 sıralarında bürosuna geldiğinde televizyondan öğrendiğini beyan etmiştir. Tanık Zihni ÇAKIR yukarıda da yazılı olduğu gibi, Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum kuruluşlan alanındaki bir yapılanması olan VKGBH'nin genel başkanı olan Taner ÜNAL ile Tarkan TOPER'in, bu hareketi yönlendirdiği iddia edilen kimliği belirsiz kişi ile görüştüklerini beyan etmektedir. Alparslan ARSLAN'ın, tam da Danıştay Saldırısı eyleminden önce Tarkan TOPER ile görüşmüş olması soruşturmada açıklığa kavuşturulamamış ise de, dikkati çeken şüpheli bir durum olarak Mehkemenin dikkatine sunulmuştur. DOĞUŞ FAKTORİNG BAĞLANTISI Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda ; Danıştay Saldırısı eylemine katıldığından bahisle hakkında dava açılan , yargılama sonucunda ise hakkında beraat kararı verilen Ayhan PARLAK'm, Muzaffer TEKİN ile birlikte Doğuş Faktoring şirketinin hissedarları olduğu, Ayhan PARLAK'm ayrıca Almanya'da öldürülen Ertuğrul YILMAZ'ın akrabası olduğu tespit edilmiştir. Alparslan ARSLAN'ın bu şirketin avukatlığını yaptığı tespit edilmiş, ifadesinde Ayhan PARLAK'm avukatlığını yaptığı şirketin hissedarı olduğunu söyleyerek bu hususu teyit etmiştir. Ayhan PARLAK ise, kendisinin Doğuş Faktoring'le ortaklık mahiyetinde bir ilişkisi olmadığını, Doğuş Faktoring Yönetim kurulu başkanı Ahmet ÇEKELKIRAN'ın arkadaşı olduğunu,kendisini zaman zaman ziyarete gittiğini,kendisinin Doğuş Faktoringle herhangi bir ilişkisi olmadığını, Alparslan ARSLAN'm beyanının iş konularda davalarına bakması ile ilgili olduğunu beyan etmiştir. \ffidpğfı^^
Hüseyin'in: Alemlerin rabbi olan Yüce Allah'ım, bırak suçu sen milleti diyorsun ya, gurup kur, yer altıma inin, şunu vur, bunu vur, herkese diyorsun , Mehmet Fikri'nin: Yavrum ne vuru..., Hüseyin'in: Demediğin adam kalmadı be, Mehmet Fikri'nin: Böyle bir şeyle alakamız yok, Hüseyin'in: Kime diyorsun, çağırıyorsun karşına,tabi bir tanesi adam vursa Hüseyin'in'e kitîeyeceksin değil mi, Hüseyin'in: Ben hiç hayatımda yalan söylemedim, söylemem, senin için bir kere yalan söyledim bir de Allah'ımı şahit tuttum, Aynı gün Allah'ım bana tokat attı, ertesi gün, senin için söyledim, ama sen benim hiçbir konuda ne yanımda ne arkamda durdun, Danıştay davasına gittim telefonunu bile iptal ettin, Hırant Dink davası olmuş burası polisler dolmuş iki gün buraya gelmedin, ne oluyorsa, Mehmet Fikri'nin: Ne geleyim, polisleri çağırdım, Mehmet Fikri'nin: Polisleri gönderen ben değil miyim, Hüseyin'in: Hiç unutmuyorum onu, dedin ki, ben gidiyorum, danışacağım yerler var, beni iyi eğitiyor,demek ki senin bağını ve bağlantını ama, Hüseyin'in : Hep beni ön plana koydun, arkadan 30 Ağustos Ankara'ya gittik, Kızılay meydanına yürüdük, yürüdüğümüzde baktım, Mehmet Fikri'nin : gelmedi bir de telefonlarla devletin başına eşkıya etti bizi, Hüseyin'in :Çok tehlikeli adamsın, Hüseyin'in : Hendek'te senle anlaşma yaptık, Mehmet Fikri'nin: Krize giriyorsun oğlum, vaktin mi geldi, niye böyle yapıyorsun, Hüseyin'in : İşte sen böyle bir adamsın, benim ayıbım ot içmek senin ayıbın burama gömüyorum, ahde vefa olmayan adamla hiçbir iş olmaz, kırmadığın, kırmadığın insan bırakmadın, bu bir sivil hareket, bura askerin hareketi değil, askerlik yapacaksan git askeriyede yap, Kuvayı Milliye bir barış hareketidir. Bizim ordumuz var, askerimiz var, biz burada adam vurmak için burada değiliz, adam öldürmek için burada değiliz, Mehmet Fikri'nin: Deli misin lan, Hüseyin'in : Çünkü Türkiye Cumhuriyetini yıkmak için burada değiliz, Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar kalması için buradayız, Türkiye Cumhuriyetinin delinmiş kurumlarını tamir etmek için buradayız, Bütün üyelerime söylüyorum Allah için konuşuyorum, eğer suçluysam anlaşmamda, Hendek anlaşmamızda eğer suçlu ben olursam benim kanım sana helal, senin kanın bana helal dedin. Mehmet Fikri'nin: Sen suçlusun, ... şeklindeki konuşmalardan da anlaşılmaktadır.
yorgun olduğu şeklinde cevap verdiğini, bir veya bir buçuk saat kadar büroda kaldıktan sonra, "Benim yapacak işlerim var: işim biterse İstanbul'a giderim, bitmezse Ankara'da kalırım" diyerek ayrıldığını, mesai bitimi kendisiyle yeteri kadar ilgilenemediği için merak ettiğini, kardeşi Serkan TOPER'i telefonla arayarak Alparslan ARSLAN'm yanma geldiğini, ancak telefon numarasının olmadığını, kendisine yemek falan da söyleyemediğini, ağırlayamadığmı söyleyerek telefonunu aldığını, daha sonra cep telefonundan Alparslan ARSIAN'ı arayarak Ankara'dan ayrılıp ayrılmadığını sorduğunu, kendisininde, işininbitmediğini, Ankara'da kalacağını söylediğini, kendisine birlikte yemek yemeyi teklif ederek yer tarif ettiğini, buluşarak yemek yiyecekleri yere hareket ettiklerini, Yıldız semtine vardıklarında yemek yiyecek durumda olmadığını, yorgun olduğunu, midesinin ağrıdığını ve gidip dinlenmek istediğini söylediğini, kendisine kalacak yerinin olup olmadığını sorduğunu, onun da arkadaşlarında kalacağını söyleyerek kendisini arabasının olduğu yere bırakmasını istediğini, bunun üzerine kendisini arabasına park ettiğini söylediği Kocatepe Otoparkına götürüp bıraktığını ve burada saat 21:00 sıralarında ayrıldıklarını, bundan sonra Alparslan ARSLAN ile herhangi bir görüşme yapmadığını, Danıştay saldırısını 17.05.2006 günüs aat 11 30 sıralarında bürosuna geldiğinde televizyondan öğrendiğini beyan etmiştir. Tanık Zihni ÇAKIR yukarıda da yazılı olduğu gibi, Ergenekon Terör Örgütünün sivil toplum kuruluşlan alanındaki bir yapılanması olan VKGBH'nin genel başkanı olan Taner ÜNAL ile Tarkan TOPER'in, bu hareketi yönlendirdiği iddia edilen kimliği belirsiz kişi ile görüştüklerini beyan etmektedir. Alparslan ARSLAN'ın, tam da Danıştay Saldırısı eyleminden önce Tarkan TOPER ile görüşmüş olması soruşturmada açıklığa kavuşturulamamış ise de, dikkati çeken şüpheli bir durum olarak Mehkemenin dikkatine sunulmuştur. DOĞUŞ FAKTORİNG BAĞLANTISI Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda ; Danıştay Saldırısı eylemine katıldığından bahisle hakkında dava açılan , yargılama sonucunda ise hakkında beraat kararı verilen Ayhan PARLAK'm, Muzaffer TEKİN ile birlikte Doğuş Faktoring şirketinin hissedarları olduğu, Ayhan PARLAK'm ayrıca Almanya'da öldürülen Ertuğrul YILMAZ'ın akrabası olduğu tespit edilmiştir. Alparslan ARSLAN'ın bu şirketin avukatlığını yaptığı tespit edilmiş, ifadesinde Ayhan PARLAK'm avukatlığını yaptığı şirketin hissedarı olduğunu söyleyerek bu hususu teyit etmiştir. Ayhan PARLAK ise, kendisinin Doğuş Faktoring'le ortaklık mahiyetinde bir ilişkisi olmadığını, Doğuş Faktoring Yönetim kurulu başkanı Ahmet ÇEKELKIRAN'ın arkadaşı olduğunu,kendisini zaman zaman ziyarete gittiğini,kendisinin Doğuş Faktoringle herhangi bir ilişkisi olmadığını, Alparslan ARSLAN'm beyanının iş konularda davalarına bakması ile ilgili olduğunu beyan etmiştir. \ffidpğfı^^
TAG •
Designed by sketchbooks.co.kr / sketchbook5 board skin
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5
Sketchbook5, 스케치북5